4 Mayıs 2006

Marmaris

08.11.2004

Merhabalar,

Gezeryazar yazilarimi ozledinizmi acaba ? Bu yazi biraz gec oluyor ama idare edin, hic yoktan iyidir.
29 Ekim Cumhuriyet bayrami tatilini ansizin katildigim bir gezi ile degerlendirince hos anilar ortaya cikti.
Bilenler, dinleyenler hatirlarlar, Kiss FM de (simdi City FM olmus) 60’li yillarin muziklerini calan Reha ile programlar yayinlanir pazar sabahlari, 68 kusagi dedigimiz yastaki ve bastaki dinleyiciler cogunlukta dinlerler, bizim de ilk genclik yillarimiza rastladigi icin benim de cok severek dinledigim parcalar yuzunden asina oldugumuz bu kisi ara sira boyle seyahatler organize ediyor, bu sefer bir arkadasim vasitasiyla bende katildim. 28 persembe aksami 2 otobus Marmaris’e dogru yola ciktik. Ama otobuslere binmemiz, bu yakadakilerin acik hava tiy.onunden, karsi yakadakilerin fenerbahce stadi onunden alinmalari, 21.30 kalkis saati denilen yerden 23.30 da kalkma, Beylikduzunden gelecek yolculari bekleme, herkesin hem yola cikma heyecani, telasinin bir anda sinire donusmesi, simdiden boyle baslarsak sonra ne olacak endisesi filan derken (ayri bir yazi konusu) bayagi enteresan bir baslangic oldu, dolayisiyle ilk andan itibaren herkes birbirini tanimaya hizli bir sekilde basladi.
Yollar, molalar guzel gecti, oglende Marmaris Marti motele sag salim vardik. Otobuslerin onunde de kocaman yazilarla “Reha ile 60 li yillar” diye afis var, herkes donup donup bakiyor bize. Oda islemleri, kartlar v.s isler tamamlandi ve kendimizi once yemege, sonra deniz kenarina attik.
Hava mis gibi, hafif ruzgar esiyor, gunesin isisi hafifliyor ama deniz nefisdi, yuzup kendimize gelelim yoksa aksama kadar dayanamiyacagiz dedik. Kumlarin uzerinde haifif kestirdik, etraf hala turist doluydu, otel tamamen dolu diyemem ama bos da degildi, bilhassa kuzey ulkelerinden gelen coluk cocuklu aileler cok guzel tatil yapiyorlardi. Marti otel kendini yenilemis, belki 20 seen once kalmistim orada bazi yerlerini taniyamadim, hersey dahil hesabiydi bizim gezi. Yemekler acik bufe, aksamustu cay, pasta derken hostu, havuz kenari, deniz kenari, cicekler, bahceler, odalar iyiydi.
Program 60 li yillar muzigi, DJ Reha olunca, otelde zaten kalmakta olan o yillara ait bazi sanatcilar da bizim geceye misafir sanatci oldular. Otelin halkla iliskiler mudiresi hanim bize jest yapmayi dusunmus. Ama aslinda bu geziye gelenler sadece Reha’yi dinlemek istiyorlar, onun caldiklari ile dans etmek istiyorlar, bir de bu programa katilmis, yine 60 li yillardan kalma bir orkestra var adi “Naftalin” onlar da calacaklar.Bizim “Eskici Bandosu” gibi bir orkestra, onlardan ayrilan bir kisi de simdi Naftalin de caliyor. Hem canli muzik, hem DJ , hem de eski sanatcilar hadi bakalim dedik.
Acilis muzigini Reha yapti, sonra ork. calmaya basladi, onlar daha cok Beatles caliyorlar, 3. parcadan sonrada hemen rockn roll calmaya basladilar, millet de ne hevesliymis dans etmeye attilar kendilerini piste, saat daha 21.00 olamadan ortalik gumbur gumbur gidiyor.
Once Berkant aldi sazi eline, o yillardaki kendi sarkilarini soyledi, adam ne kadar yaslanmis, beyaz yuzlu (hasta gibi) agir aksak olduysa da sesi hala eskisi gibi, gur ve genc, guzel sarkilarini hatirlatti, Samanyolundan baska ne guzel sarkilari varmis meger.
Tam o gitti yine Reha’ya donelim dedik Erol Buyukburc cikti, sanki o yillara geri donduk, marsdan gelmis gibi, o saci, siyah pantalon gomlek uzerine dore montu ile ne komik mi diyeyim, ne cag disi mi diyeyim, yahutta ben cok bayilmadigim icin itici mi diyeyim yani tuhafti biraz, bir de hanimini almis yanina o da sarki soyluyor, ayy mikrafonu birakmadilar hepimizi baydilar. Dinleyenler hep onun cagindan ama daha cok yabanci parcalara hayran oldugumuz icin Erol B. soyledigi komik sarkilar nostaljikten ote ic bayici oldu, ayip olmasin diye de hem dinliyorsun, hem alkisliyorsun falan adam iyice havalara girdi, butun gece soyleyecek nerdeyse. İlk gecemiz zaten uykususuz bazilarimiz gitti yatti, cekemem dedi (ben de ) bunun yarin aksami da var, Reha ile yarin aksam gorusmek uzere. Sanatciya saygiliyiz ama o da bize olsun dimi ama…
29 Ekim aksamiyemekten once otelin duzenledigi 29 ekim bayram kokteyli oldu, barkavizyonda Ataturk ve Kurtulus savasi goruntuleri esliginde etrafda mesaleler yaniyor, hep bir agizdan ve teypden 10. yil marsi okumalar, elde bayraklar sallamalar, yabanci konuklarin hem hayran hem merakli bakislari, herkesin ne kadar suslu, takip takistirmalari, o kusagin degerlere, Ataturk’e, millete, vatana daha sahip cikmalari, gunumuzde herseyin suyunun cikmasi, her turlu degerin alt ust edilmesi nedeniyle boyle gunlerde daha cok birlik icinde olma hisleri, gecenin ilerleyen saatlerinde havai fisek gosterisi gorulmeye degerdi.

Ikinci gun, dunden daha sicak, daha gunesli ruzgarsiz bir gun oldu, hemen kahvalti ve kumsala yayilmak seklinde gelisti (benim icin daha cok) denizen ilikligina cok sastim, herhalde en guzel zamaniydi, gunes de kuvvetli ve bulutsuz olunca bayagi bronzlasmisim. Dinlenmek buna denir iste, oyle kemiklerimiz isindi. Deniz gunes fasillarindan sonar aksam tekrar hararetle hazirlandik, (iyiki son dk. gece giyilecek seyler koymusum, ben agustos tatili gibi sort ve t-shirtlerle gidiyordum az daha).
Dun geceden sikildigimiz ve bu gezinin amacinin Reha ile muzik yapmak oldugunu bir sekilde iletmisler herhalde ki misafir sanatcilarimiz pek ortalikta gozukmediler, bu sefer yine otelde kalan ve dun aksam cikmayan Aydin Tansel digerleri gibi bizi bayiltmadan birkac parka okudu ve indi. Bu arada Aydin Tansel’i taniyanlara anlatayim. Kardesleri bizimle ayni lisedeydi Ankarada ve okulun orkestrasinda caliyorlardi (ileride anlatacagim Hursit Yenigunle beraber) Adam 60 yasina gelmis ama gormeniz lazim vucudunda 1 gr.yag yok, uzak dogu sporlari yapiyormus, bekarmis, citir sevgilileri varmis, kadikoyde oturuyormus, gecenin ilerleyen saatlerinde ickinin tesiriyle ve de bizim ona eski tanidiktir diye yaklasmamiz sonucu gelisen sohbette bunlari anlatti, (benim niye evlenmedigime takildi), iste simdi modasi gecse de sohretleri eksilse de sohret olmak baska birsey herhalde, sahnede boyle baska havada oluyorlar, yerde baska havada. Arada Reha eski parcalari caldikca pist dans edenlerle ve dans dersi almis ciftlerin figurleri ile doluyordu. Gayet guzel, hos, akli basinda, kaliteli ciftler de vardi ama galiba cogunluk Reha’ya ayran ve hayran bekar hanimlardi. Bunlarla ilgili tespitlerim ve Reha vakasi diye yorumlarim ayri bir yazi konusu. Sosyolojik, psikolojik ve daha ne olojik vakalar yani.
Arada yine Naftalin grubu caldi, gecenin ilerleyen saatlerinde Hursit Yenigun de (kasetleri vardir, konservatuar ogrencileri ile beraber fasil gibi sarkilar soylerdi, bizim liseden arkadasimiz) solist olarak katildi ve orkestranin sesini yukseltti bence, yabanci guzel parcalardan gecisler yapip sonra da misafirlerden topladigi kadinlar erkeklerle fasil heyeti yapti ve kendi sarkilarini soyledi, ama fasil heyetini gormeliydiniz.
Bu arada kenardan hayran hayran bizi seyreden turist oldugu belli bir cift dikkatimi cekti, hem katilmak istiyorlar, hem cekiniyorlar, onlarin yanina gidip konusmaya basladim, ingilizlermis, marmaris yakinlarinda bir koyda gorevli nato gemisinde kiz kaptan, oglan tegmen. (ne kadar da genctiler). Dugun zannetmisler (ortada gelin damat olmamasina ragmen) bende anlattim ne oldugumuzu, kiz muziklere ve danslara bayilirmis meger, fasil hareketli sarkilar soylerken gel katil bize dedim, sahneye cikip karsilikli gobek attik, ne sevindi, ne memnun oldu, pistte diger bayanlar ve baylarla kivirdi durdu, hepimizi optu, ellerime sarilip tsk etti, ne alemdi yani gormeniz lazimdi.
Boyle gezilerde hos insanlar taniyorsun, birdaha gorusmesen de o anda guzel ahpabliklar yapiyorsun, gunduz baska alemde gibi olup, gece ickiden sonra bambaska alemde olanlari goruyorsun, erkeklerin ne alemler oldugunu, hanimlarin baska alem olduklarini, yas gectikce neler oldugunu goruyorsun.
Son gun yani pazar sabahi evvelki geceden saatleri degistirmeyi unuttugumuz icin eski saate gore uyanip, otobuse binene kadar denize girme vakti varmi diye sizlanirken saatlerin 1 saat geri oldugunu farkedip kazandigimiz o bir satin bana 3 saat gibi gelmesini ve tekrar denize girebilmek cok hostu. Oglen 12.30 gibi yola ciktik, ertesi sabah ise gidecekler olarak otobusde 20-25 kisi kadardik, sabaha acelesi olmayanlar o gunduz de kalip gece yola cikacaklardi.
Hos bir kisa tatil ne cabuk bitti hisleri ile yola koyulduk, yemek, ihtiyac molalari darken feribota gelip orada 2 saat trafik yogunlugu yuzunden bekleyince Istanbul’a varmak gecenin 02.00 si falan oldu, karsiya gec, eve gel yat darken 03.30 da yattim, sabah 07.00 de kalkip, 08.00 de ise gittim ama nasil gecti o gun,ne siz sorun ne ben soyleyim, hafta ortasinda falan anca kendime geldim.
Detaya girersek cok sey var ama ozetle boyle hos bir uzun hafta sonu gecti, bu mevsimde oralara gitmek cok guzelmis.

Hiç yorum yok: