26 Mart 2010

TAKI KURSU

Evde oturan hanımların çoğu ev işlerini hallettikten sonra, eğer çoluk çocuklar da büyümüşlerse veya çocukları yoksa, uzun çalışma hayatından sonra emekli olmuşlarsa, yani bir şekilde hayatlarının bir bölümünde illa bir kursa gidiyorlar. Kimisi dikiş nakış, kimisi örgü, kimisi resim, ahşap boyama, kimisi tezhip, kimisi de amatör şarkıcı olma uğruna musiki cemiyetlerine devam ediyorlar. Bir arkadaşım kapalıçarşıda bir taş ustasının yanında çalışmaya başlamış. Gümüş üzerine pırlanta çalışıyor yüzük, kolye, broş gibi şeyler tasarlıyor. Kendisi tasarımlarını yapıyor sonra gümüş dökümler elde ediyor, sonra da taşlarla çalışıyor. Elindeki birkaç örnekten fotograflar çektim. Keşke pazarlamasını yapabilsem, ısmarlama işler çıkarabilse de satış yapabilse, ne çok memnun olur. Ben de aracı olarak ne çok sevinirim.

25 Mart 2010

Yemekler

Yemek yapmak benim için terapi gibi birşey. Çok şükür elimde çabuktur, eğer dolapta malzemelerim varsa, hiç korkmam, en kısa zamanda birkaç çeşit ayarlayabilirim. Hani aç kalmayıp iştahla yiyebileceğimiz, en az iki çeşit ile akşam yemeğini bir saat içinde kotarabilirim. Ayrıca keyfim yerindeyse, zamanım da bolsa eğer, yine hiç üşenmeden ince ince süslemeleri ile uğraşarak, ennn zeytinyağlılardan dolmaya, ennn tavuk yemeklerinden mezelere veya böreğe kadar birşeyler yapmayı, ortaya koymayı ve misafirlerime yedirmeyi çok seviyorum. Yemek yapıp birisine yedirmek bence çok keyif verici ve müthiş bir doygunluk hissi uyandırıyor. Bu sıralar brokoli ve kerevize takmış bulunuyorum. Kereviz havuçlu, ayvalı ve portakal suyu ile zeytinyağlı hazırlandi pek leziz oldu bence. Ayriyeten çiğ olarak da rendelenir üzerine yoğurt ve ceviz karıştırılarak salata gibi yenir, pek faydalıymış.
Brokoli ise malum her derde deva bu sıralar neredeyse illa hergün yiyin diyorlar. Onu da azbuçuk haşladıktan sonra sarımsakli zeytinyağında hafifçe döndürüp üzerine kırmızı biber ile süsleme ile tavuk veya et yanına garnitür olabileceği gibi yine az haşladıktan sonra sıcakken üzerine zeytinyağı ve limon gezdirip soğuyunca salata gibi yemek yahutta az haşlama sonrasi soğutup üzerine sarımsaklı yoğurt ile pek güzel olur. Geçenlerde etli karalahana dolması sardım ama fotografını çekmeyi unuttum, yine yapacağım. Evde olunca bunlara sarıyorsun işte. Kimisi de kek, pasta, kurabiye yapıyor. Afiyet olsun.

BAHAR BAYRAMI

21 Mart Ekinoks zamanı, güneş kuzey yarı kürede bahar ve yaza doğru, güney yarı kürede sonbahar ve kışa doğru yol alıyor. Eskiler tabiatın kış uykusundan uyanma zamanı, çiçek böcek için dirilme zamanı, baharların açma, karların erime, hayvan, bitki, insan kısacası hepimizin kış mahmurluğunu üzerinden atıp çoşma, canlanma, neşelenme zamanı demişler. Yurdumuzun dört bir yanında kutlamalar yapılırken biz de kendimizi her zamanki yerimize attık. Demirciköyedeki Uzunya restoran. Nefis kahvaltı hazırlıyorlar, bal ve kaymaktan, sahanda yumurtaya, sigara böreğinden domatese kadar yok yok. Kaç dilim ekmek yiyorsun, kaç bardak çay içiyorsun belli değil. Hem iştah açıklığı, hem sohbet, hem açık hava, hem dostlar bir arada olunca herşey su gibi akıp gidiyor. Üzerine kahveler, iyice koyulaşan sohbet, sonra biraz etrafta yürüyüş, dağ, bayır, çayır, çimen veya deniz kenarı, kum, suya taş atmaca. Çimenlerin arasında çiğdemlerin, papatyaların boy göstermesi, yine çimenlere serilen çoluk çocuk herkesin toprakla buluşması, kendini topraklaması, temizlemesi, bütün stres, gerilim, uyuşukluğun, ağrıların sızıların bir anda yok olması, derin derin nefes almalar, kendini rüzgara bırakma, suya bakma, gökyüzüne bakma, yeşilin ve mavinin birbirine karışması. Her yaştan insanlar vardı, bebekten anneannelere kadar. Güzel bir pazar oldu, bahara hoşgeldin dedik.