21 Temmuz 2006

Aya Irini

Geçen akşam Aya Irini de Cecilia Bartoli'yi dinledik. Italyan mezzo soprano hanım kızımız pek havalıydı, uzun kıvırcık bir çook saçları var omuzlarına dökülüyor, şöyle yakası bağrı açık siyah bir tuvalet giymiş, boynuna koluna da taşlı şıkırtılı takılar takmış, spot ışıkları üzerine tutulunca nasıl parlıyorlardı. Sesi pek güzelmiş, seçtiği şarkılar da tam oranın atmosferine uydu, nasıl bir huşu içinde dinledik, en yavaşlarından en heyecanlı olanlara kadar şarkıları çok güzel seçilmişti. Kimsenin çıtı çıkmadı, (arada iki densiz cep tel kapatmayı unutmasaydı, daha iyi olacaktı) bazı şarkılarda adeta nefeslerimizi bile tuttuk. Kendisi de hem tiyatrovari hareketleri, hem sıcakkanlılığı, sempatikliği ile gönlümüzü aldı, hem de sesi ve şarkılarıyla kulaklarımızı, ruhumuzu yıkadı, çok alkışlandı, iki defa bis yaptı, ayy nasıl güzel bir akşam oldu, darısı başınıza....
Geçen hafta sonu da orta okuldan beri arkadaş olduğumuz 3 kız buluştuk. Bir tanesi ile Ankara ilk okuldan arkadaşız, ama üçümüz orta birinci sınıfta buluştuk. Lisede ayrı bölümleri sectik, ilk okuldan tanığım arkadaşım önce Istanbul'a sonra Almanya'ya taşındı, epey bir müddet koptuk. Diğeri ile liseyi bitirince şehir değiştirme yüzünden koptuk, üniversiteden sonra evlendi Amerika'ya gitti. Yıllar sonra izimizi bulduk ve aralıklı da olsa yazıştık, konuştuk. Almanyadaki Istanbul'a döndü, evlenmiş, boşanmış bir oğlu var, Amerikadaki evlenmişti, bir kızı var, bende ikisinden de yok. Almanyadaki burada Demirciköy yakınlarında ev almış arkadaşı ile orada yaşıyor, Amerikadaki kocayı ekmiş kızıyla Yalova'ya yazlığa gelmiş, pazar günü bana geldiler, hep beraber Demirciköye gittik, biz üç genç kızdık, simdi olduk genç kadınlar, boyumuzdan uzun çocuklar, ama hala kendimizi lise yıllarındaki gibi hissediyoruz ve yine nerede kalmıştık diye devam ettik. Saçlarımızda beyazlar (biz boyuyoruz, Amerikadaki onu da yapmıyor, tembel) ama yaşımıza göre ne kadar iyiyiz diye avunup durduk, yiyip içtik, güldük, konuştuk, birbirimize bakakaldık. Heyy gidi günler heyyyy....

Siz hiç pembe domates gördünüzmü, yediniz mi, domates kırmızı olur diyeceksiniz ama pembesi de var. Gazetede sitesini görüp, tesadüfen tanıştığım sevgili Avniye hanımdan aldığım fideleri, resimde gördüğünüz gibi peynir tenekelerine ektim, her sabah kalkinca ilk işim balkonda onlari sevmek, konuşmak, arada bir çapalamak, yapraklarını koklamak ve ne kadar büyüdüler diye bakmak. Inşallah uzayacaklar, sarı çiçekler açaçaklar sonra da önce yeşil, sonra pembeleşen domatesler oluşacak. Valla çook uzun ve zor bir yol gibi görünse de, sonunda başarılı olamasam da, yani domatesleri görüp yiyecek kıvama getiremesem de, şimdi yaptığım çabalar, onlarla konuşmak, merakla beklemek, toprak, teneke, fideleri sarmak için çubuklar aramak, siteye girip diğer üyelerin neler yaptıklarını okumak, yeni bilgiler keşfetmek, yeni dünyalara açılmak okkaddar güzelki, insana kendini iyi hissettiriyor. Bütün bunlar nişantaşında bir apartman dairesinin arka balkonunda oluyor. Hele bir bahçem falan olsaydı artık kim tutardı beni bilemem...

Siteyi tekrar yazıyorum girin okuyun bilgilenin ; www.pembedomates.blogspot.com

Pembe Domates


Siz hiç pembe domates gördünüzmü, yediniz mi, domates kırmızı olur diyeceksiniz ama pembesi de var. Gazetede sitesini görüp, tesadüfen tanıştığım sevgili Avniye hanımdan aldığım fideleri, resimde gördüğünüz gibi peynir tenekelerine ektim, her sabah kalkinca ilk işim balkonda onlari sevmek, konuşmak, arada bir çapalamak, yapraklarını koklamak ve ne kadar büyüdüler diye bakmak. Inşallah uzayacaklar, sarı çiçekler açaçaklar sonra da önce yeşil, sonra pembeleşen domatesler oluşacak. Valla çook uzun ve zor bir yol gibi görünse de, sonunda başarılı olamasam da, yani domatesleri görüp yiyecek kıvama getiremesem de, şimdi yaptığım çabalar, onlarla konuşmak, merakla beklemek, toprak, teneke, fideleri sarmak için çubuklar aramak, siteye girip diğer üyelerin neler yaptıklarını okumak, yeni bilgiler keşfetmek, yeni dünyalara açılmak okkaddar güzelki, insana kendini iyi hissettiriyor. Bütün bunlar nişantaşında bir apartman dairesinin arka balkonunda oluyor. Hele bir bahçem falan olsaydı artık kim tutardı beni bilemem...

Siteyi tekrar yazıyorum girin okuyun bilgilenin ; www.pembedomates.blogspot.com