6 Ocak 2008

Durum Tespitidir


Takvimlerden haberin yok mu

geçiyor yıllar,

Bana küsmüş, yüzüme gülmez,

zalim aynalar,

Kimimiz yorgun, kimimiz solgun,

kimi isyankar,

Acı gerçek bu, ömrümüz bir su,

içiyor yıllar,


Hani nerde beklenenler, medet umdum senelerce,

Acılar hep dolu dizgin, yine hayır yok gecelerden,

Vakit geç olmuş dönülmez yolmuş,

yürek bin pişman,

Bundan böyle bana meyler dost,

geceler düşman........


2008

Yeni yıl geldi, bir heyecan, bir çoşku, bin bir umut, temenni, dilek, istek ve telaşla beraber özümsedik sanıyorum. Arkadaşların evinde, yaş ortalaması 50-60 arası bir ortamda, nefis yemekler yiyip, hoş sohbetlerle, gır şamata ile tombala yapıp ikramiye kazanarak, gecenin bilmem kaçına kadar cin gibi olup, sabaha karşı yattığım yerde pek de iyi uyuyamıyarak yeni senenin ilk gününe adım attım. Hava ne güzel, ne iç açıcı, daha bir moralli oluyorsun, herşey gözüne çok daha güzel gözüküyor.

Bu seneden öyle büyük beklentilerim yok, aslında bütün beklentilerimi yok etmek istiyorum, iyilik, sağlık diliyorum bu sene eskiyi aratmasın diyorum. Ne de olsa geri saymıyoruz, küçülmüyoruz, yani bu günleri de aramıyalım. Ama içimde öyle büyük heyecanlar, sevinçler, umutlar falan yok, hep bir beklenti hali yok, olanlarda sönsün istiyorum. Böyle daha normal, kendini hayatın akışına bırakmış, suya düşen yaprak gibi, denizdeki tahta parçası gibi, dalga, rüzgar, akış seni nereye götürürse oraya doğru gitmek, hiçbirşeye karşı direnmemek, karşı çıkmamak, itiraz etmemek istiyorum. Yani akışa göre kaymak, suyun üstündeki köpük gibi hafif, serbest, eğimli, yani su gibi geçtiği yerlerin formuna göre değişip, devinen, illa yolunu bulan, gittiği yere kadar gidebilen biri olmak istiyorum.

Çünkü öbür türlüsü çok yorucu, mücadele etmek, karşı çıkmak, itiraz etmek çok yıpratıcı, gerçekden büyük çaba gerektiriyor ve insanı çok yoruyor. Bu demek değildir ki herşeyi kabul edeceğim, herşeye razı olacağım, tabiki imkanlarım, kişiliğim, duruşum ve durumlar nispetinde. Ama daha yavaş, daha seçkin, daha arınmış, daha yalın, daha öz, daha az ve sade olmak istiyorum. İsteklerimi azaltıp, elimdekileri görmek, olmayanların yerine, olanları koyup keyfini çıkartmak, duygularıma daha az kulak verip, akıl mantığıma daha fazla yer vermek, insanlara, olaylara tepkisiz bakıp nötr olabilmek, yani çok etkilenmemek, ne çok üzülme, şaşırma, ne çok sevinme, çoşma, kaptırıp gitme gibi şeyleri bırakmaya çalışmak istiyorum. Duygusuz değil, tepkisiz değil, vur kafasına al lokmayı değil ama nötr olmak, akışına bırakmak, gidişine bırakmak, olduğu gibi kabul etmek, hoş görmek ve hoş görülmek istiyorum. Umarım çok zor değildir ve hepsini yapabilirim.

Kendimle de uğraşmıyacağım artık, kendime karşıda daha hoşgörülü olacağım inşallah. Ben kendime kötü davrandığımı, kendimle çok uğraştığımı farkettim, daha toleranslı, daha anlayışlı olmam lazım. Gereksiz bir didişme halindeyim, galiba mükemmelliyetçilikden geliyor bu. Hiçbirşey, hiç kimse tam değil, mükemmel değil, hepimizin eksik veya kusurlu tarafları var, olduğu gibi kabul et, hoşgör sen aldırma, diyeceğim.

Denizi çok severim, bazen dalgalı, bazen durgun, hafif kıpırtılı, çırpıntılı, poyraz veya lodos, bazı yerler derin veya sığ kıyılar her ne şekilse. Kendim için de öyleyim gibi düşünürdüm, sağım solum belli olmaz, her duyguyu deniz gibi yaşardım, yaşarım hala. Ama ben göl gibi olmak istiyorum bu sene, dingin, durgun, pürüzsüz, saf, yalın, ne lodosdan ve poyrazdan etkilenmeyen, ne girişi var, ne çıkışı, kendi halinde öyle durur göl, göl gibi olmak. Nadasa çekiliyorum yani. Geçen sene hem iş, hem ev değiştirerek hayatımı yeteri kadar çalkantılandırmışım, şimdi yavaşlamak gerek, yeni şeyler söylemek gerek.

Ayrıca, bütün dünyanın insanlarının bir silkinme, bir uyanma, bir sıçrama yapmasını, çok daha insani değerlere önem vermesini, kendi içlerindeki özlerine dönmelerini, sevgi, barış ve huzura daha çok önem vermelerini diliyorum. Hoşgeldin 2008.

Not: Bu Atatürk Çiçeğini de ne severim, yeni yılın simgesidir benim için.......


2007

2007 senesi pek hareketliydi benim için. İlk başta başlarken moralsiz ve işsizdim, herşey daha güzel olacak diye umut ettik, yılbaşında evden ve Istanbul'dan uzaktaydim, değişik bir ortam ve yeni tanıdığım kişilerle beraber olmak iyi gelir dediydim. Hep bir heyecan, hep bir çoşku olur ya... Çok şükür şubatta yeni işe girdim, alışma devresi, geçici ama daha iyisi olacak inşallah diyerek, geçen 10 ay hala aynı işteyim. Hala arayışlarım devam ediyor.
Bahar, yaz, tatil derken sonbahar oldu, yeni ev arama bulma taşınma telaşları ile kış geldi, seneyi bitirdik. Şöyle bir muhasebe yapınca, kendi içinde küçük gibi görünen ama benim hayatımda büyük olan şeyler yapmışım, müthiş değişimler yaşamışım, halen de yaşamaktayım. Sanki daha bir büyüdüm, daha bir olgun düşünmeye, derinlemesine gitmeye, daha yavaşlamaya, her bakımdan ağırlaşmaya başladım gibi hissediyorum. Zorluklar çok zor olarak geliyor ama sanki dayanma gücüm test ediliyor ve ben kazanıyorum gibi. Bırakmam gereken bir sürü şey varmış önceden göremediğim, sanki onları görmeye ve bırakmaya başlamışım gibi. Bunlar eski eşya, evrak, kıyafet, ayakkabıdan tutun da lüzumsuz birikmiş ıvır zıvıra kadar, hayatıma girmiş insanlara kadar, bir temizlenme, ayıklanma, eleme durumları gibi.
Sağlığım, moral bozuklukları, arada bir migren krizleri dışında hiç beni üzmedi, hiç doktora gitmedim maaşallah. Tabi mecburi kontrolleri de aksattım ama seneye inşallah.
Dost, arkadaş, kardeş, akraba, komşu diye bakarsam bir hayli üzüldüğüm, rafa kaldırdığım, üzerini örttüğüm olduğu gibi üzerindeki örtüleri kaldırıp, tozunu aldıklarım, göz önüne çıkardıklarım da oldu. Yeni bir gruba katılıp, ruhumu geliştirmem için yeni insanlarla tanışıp, yepyeni bilgileri dağarcığıma eklemeye başladım. Hayat bana bir sürü şey daha öğretti, teşekkür ederim, hoşçakal 2007.