30 Haziran 2009

Uzunya 14 Haziran



Hazır gelmişken bir sabah kahvaltısında çoktandır görmediğim arkadaşları da görelim derken yine yollara düştük Demirciköy' deki Uzunya'ya gittik. Bilenler bilir nefis zengin bir kahvaltısı vardır, deniz kenarında bir restoran, kumların üzerine uzayan tahta iskele üstünde masalar şemsiyeler ve kaymaktan domatese, reçelden yumurta çeşitlerine uzayan milyon tane çay içtiğin, sonra üstüne kahve içip, 2 saat sonra yine açıkıp acaba balıkta yesek mi diye düşündüğün bir yer, pek hoşuma gider. Yanında deniz olsun da çamurdan olsun benim için. Arkadaşlar iyi, sohbet koyu, güneş nefis, daha ne olsun yani, ye iç, yat kumların üzerine, ayaklarımı denize soktum ilk defa bu sene, ne ılıktı su, sözümona orası karadeniz. Bu sene burayı da açmış olduk yani...
Bir ara masanın üzerinde kıçında çantası = torbası olan bir böcek gezindi. İlk defa böyle birşey görüyorum, zar zor bu kadar yakından ve net fotosunu çekebildim, acep ne böceğidir bu, nerelerden gelmiş nerelere gidiyordur bilen varmı ?

Küçükkuyu 21 - 24 Haziran 2009


İşte benim ikinci memleketim, yine oradayım. Sağolsun bir arkadaşım annesini Ankara'dan oraya götürürken ben de otobüs ile buradan yola çıktım, sabah oradaydım. Nefis oksijen bol hava, pırıl pırıl deniz ve ben. Bu sene de kısmet oldu ya, çok şükür. Malum ekonomik kriz beni vurdu vuralı hayatımdan ne çok şeyi çıkarmak zorunda kalıyorum ve kalacağım daha da. Artık bu sene buraya yine benim kırk yıllık İdatur Motele gelecek halim olmayacak sanki, dolayısıyla böyle ufak kaçamak çok hoşuma gitti, allah razı olsun onlardan. Yoksa uykularım kaçacaktı küçükkuyu diye diye.
Bazen deniz çok haşin olsa da, çoğu zaman şahaneydi, akşamları hafif kafa çekmeler, mangalda balık, bahçeden rokalar, balkona ve bahçeye çiçek böcek dikmeler, alışveriş, annenin bakımı, yardımcı kadının halleri, son gece yildizları seyrederken UFO görmeler (kimse inanmadı ama ben dürbünle baktım valla UFO'ydu). Velhasıl güzel geçti, kısa ama upuzun bir tatil gibi keyifli geldi. Dönüşte buradaki hava vurdu beni, iki gün habire uyudum, orada oksijen çarpması oldum galiba. Üç buçuk günlük tatil bu kadar olur işte. İnşallah bir daha olur.

Yeniköy 13 -17 Haziran















Bu sefer arka arkaya konserler var, Istanbul'da kalışım dört günlük olacak. Yeniköy'de oturan bir arkadaşıma rezerve yaptırmıştım. Orada otururken ara sıra ona gider gelirdim ama etrafa hiç bu kadar dikkat etmemişim. Ne güzel bir semtmiş orası, hala eski Istanbul'un cumbalı evleri var, daracık sokakları, çiçekler, eski bir kilise, evlerin bahçelerinde muhteşem meyva ağaçları falan. Deniz gören nefis bir balkonu var, gündüz orada takılıp doyasıya denizi içime sindiriyordum, veya sahile inip kahvemi içiyordum. Bitişik bahçedeki dut ağacında gözüm kaldı, çıkıp toplayamadım, balkondan da elim yetişmedi ama kilosu 7 tl den sokaktan aldım patlayıncaya kadar yedik, ne güzeldi o dutlar yaaa. Ayrıyeten kiraz ağacı da var, muhteşem kirazlar sallanıyordu.
Sonra pzt akşamı yine açıkhavada "Kodo" ya gittik. Bu japon davulcuları kaç sene evvel AKM de seyretmiştim, sanki büyülenmiştim ve hemen CD sini almıştım. Sanki bu sefer o kadar etkileyici gelmedi, daha az davul getirmişler, daha danslar, kizlar, kıyafetler falan görselliğe ağırlık vermişler, yine de sonlara doğru enn kocaman davulda karşılıklı iki kişinin performansı ve finalda bütün davulların sahnede yer alarak çalmaları müthişti.
Salı akşamı da yine Aya İrini'de Viyolonselde "Sol Gabetta" isimli şeker İtalyan kız ile "Sonatori De La Gioiosa Marca" isimli İtalya'nın önde gelen topluluklarından Vivaldi ve Hendel dinledik, kızcağız klasik konser değilde pop orkestra ile pop müzik çalıyormuş gibi fıkır fıkır yerinde duramadı, ork çalarken yerinde dans etti falan pek de güzeldi. Daha konserler var ama benim program bu kadar, kapanış yaptık. Bakalım kısmet Caz programında nelere gidebileceğim.

Loreena McKennitt 13 Haziran


Yine yollardayım, öğleden sonra çıktım neredeyse yarım saate Ist. varıyorum ama orada ilerliyemiyorum, Bağdat cad. düşmek gafletinde bulundum, saatlerce gideceğim yere ilerleyemedim. Nasılda unutmuşum buranın trafiğini, insanların hepsinin buraya geldiğini, hem de cumartesi günü ne aymazlık yani. İşlerimi bitirip bu sefer bir başka arkadaş ile buluşup açıkhavadaki Loreena konserine gittik. Seneler önce yine seyretmiştik. Meğer bu hanım bizi bizden daha iyi tanıyormuş, Bursa'da da bir konseri olacakmış, daha önceki gelişinde Amasya, Kastamonu yöresini gezmiş, kuzeyde yaşayam lazların ve daha önceki Rum pontusların müziğinden etkilenmiş, İskoçya'daki Kelt'lerin müzüğünden besteleri vardı zaten bilirdik, bizim müziğimizden etkilenip bestelri varmış, memleket çok güzelmiş, Ankara yöresindeki Hattuşaşlıları okumuş ve daha bir sürü şey. Zaten kendisi pek mistik bir hanım, çok duygulu, sakin, alçak gönüllü, egosuz, yumuşak, ama ne hoş ve kuvvetli bir ses, yeni şarkıları, eski şarkıları derken tıklılm tıklım dolu açıkhavayı inletti. Orkestra elemanları çok şeker ve hepsi çok başarılıydı, kendisi piyano, arp, akordeon çaldı, orkestradakiler ud, kemençe, tabla ve bildiğimiz diğer enstrümanları çok şahane çaldılar mest olduk. Tabi bis parçası bildiğimiz, bir zamanlar Beyoğlu'nun her köşesinde çalan Nilüfer'in de türkçesini "özlediğim şimdi çok uzaklarda" diye yaptığı "Secrets" albümündeki parça oldu, hep beraber ayakta söyledik.

Istanbul 10 Haziran 2009


Taşındıktan bir ay sonra Istanbul'a gittim, önceleri buraya sürgüne gönderildim, hiç gidemiyeceğim sanmıştım, yani öyle bir psikolojiye girmiştim. Gittim, Aya İrini'de konser vardı, festivalden de geri kalamam ya. Bir arkadaşımı aldım, giyindik süslendik konsere gittik, tekrar o atmosferi yaşadım, şehirli insanları gördüm, Suna Kan ve arkadaşlarının konserini içimize çektik. Sultanahmet araç trafiğine kapatılmış, insanlar, turistler, çoluk çocuk herkes ortalıkta, mısırcı simitçi (bu arada simiti çok özlüyorum burada yok niyeyse) baloncu, herşey var, hava mis, insanlar güzel şık, yaz başlamış gidiyor bile, nefis bir akşam oldu Acıbadem'e döndük akşam orada kaldım, ertesi gün ver elini Nişantaşı, milattan önce terzide kalmış elbisem, ayakkabıcı, mağazalar, indirimler, kuruyemişci, D&R dan alınacaklar tekmili birden işimi bitirip tekrar mutlukentime döndüm. İşte oluyormuş, hapiste değilsin, günübirlik de gidip dönersin dedim kendi kendime. Daha sırada bir sürü konser var, inşallah.