19 Ekim 2007

Yeni Ev

Sonunda oldu işte, yeni bir ev buldum ve taşındım. Semt değiştirdim. Hani birkaç ay evvel, Vişnezade mahallesinin ne güzel olduğunu yazıyordum ya, camii, imamı, ilk okulu, parkı falan anlatıyordum ya, işte ne içten dilemişim o mahallenin muhtarlığına bağlı bir yere yani Valideçeşme'ye taşındım. Yine 1. kattayım ama eskisinden daha yüksek, önümde de başka bir park var, ağaçlara, yeşilliğe bakıyorum, salon ve mutfak aydınlık ferah. Ama yine güneş görmüyor evim. Yıllarca güneş gören ev istedim bir türlü denk gelmiyor yaa, nedir benim bu çektiğim. Artık eylül de bitiyor, eski ev başıma yıkılacak diye panik içinde ve eski eve de artık kira vermeyim diye burayı bulunca, eh artık dedim, şimdiye kadar gezdiklerimin en hallicesi deyip tuttum işte. Ama gel de bana sor alışmak ne zor geliyor, 20 sene Nişantaşında oturduktan sonra oradan ayrılmak bana ne çok koydu bilemezsiniz. Ne kadar alışmışım, ne çok sevmişim, ne kadar güvende ve rahatmışım, gece gitmek, gelmek, gündüz ayrı bir sefa, bütün dükkanlar elimin altında, cıvıl cıvıl insanlar, belki biraz gürültülüydü ve trafik sorunu, park sorunu vardı ama nerede yok ki artık.

Burası daha sessiz, sakin bir yer, hepsi topu 6 daire zaten, balkonum var, kenarına hemen çiçekler dizdim, sardunya, açelya falan. Belki balkonda oturup bir kahve de içerim, hele şu içerilerin yerleşmesi bir bitse. Ne zor birşey taşınmak. Bütün herşey alt üst oldu, kimisi sığmadı, kimisi atıldı, bazıları hala kutuda duruyor. Perdeler bazıları uydu, bazıları uymadı, yani kafam dönüyor hala ne nerede diye bakınmaktan, bazen elli defa aynı yere gidip geliyorum.

İçimin ısınması da ayrı bir hikaye, yani ısınamaması, yani ısınacak da, daha zaman gerekir.

Ya ısınamazsam ne olacak ?.....

Kiralık Ev

Ne kadar zor bir süreç bu kiralık ev arama süreci. Emlak komisyoncuları ayrı dert, ev sahipleri başka bir cins. Bu ev sana büyük, tek başına nasıl oturacaksın diyen mi istersin, (Sana ne at koşturacağım) bodrumdaki evi bahçe katı diye gösteren mi istersin, kot farkından önden giriş altı olup, arkadan 2.kat olan evlere ne demeli. Çerceveleri, kapıları dökülen evi bir boya badana ile mis gibi olur diyen mi, badana yaptırıp, camları da pimapen yaptırdığı için ederinin bir katı kira isteyen mi. Kombili olunca kirasının yükseldiği, merkezi sistemle ısınınca da ne çıkarsa bahtına durumları. Kapıcısı olan var, olmayan var, kapının önünde ayakkabıları çıkaran var, hiç kimsenin birbirini tanımadığı kim kime dum duma evler var.

Ben bu süreçlerden nasıl geçeceğim ve bir ev bulacağım diye dertlenirken nihayet karara vardım.

30 Ağustos - 8 Eylül

En son tatil anılarımı yazmışım, ne kadar keyifli geliyormuş yazı sesim. Aradan günler geçti ben buraya bakamadım bile. Şimdi yavaş yavaş yakın geçmişe dönerek neler oldu bitti döküleceğim.

Temmuz, Ağustos, Eylül ev aramakla geçti. Bu arada eylül başında yine bir hafta tatil yaptım, evde koli yapma bunalımlardan kurtulmak üzere, hava değişikliği ve enerji yüklemesi yapmak için. Yine küçükkuyu'ya gittim. Bu sene parasızlıktan ve zamanın kısıtlı olmasından dolayı böyle takılıyoruz. 30 Ağustos tatilini birleştirip eylül ilk haftası oralarda olmak ne güzeldi. Deniz dümdüz, sanki pürüzsüz öyle dingin durgun, güneş acıtmıyor, bunaltmıyor, akşamları hafif serinleme, incirler, üzümler bir yanda. Yürüyüş yaptım, adaçayı içtim, kitap okudum, uyudum, pazara gittim, meyvaların, sebzelerin hepsini almak istedim. Pembe domateslerimden buldum, tadını çıkartarak yedim, çekirdeklerini ayırdım.

İşe dönünce yine aynı tas aynı hamam dedim. Ev arama krizi ikiye katlandı. Artık evi yıkacaklar çıkmam lazım. Karşı komşum ev bulmuş gidiyor, pek mahzun oldum. Üst kattakiler zaten gidiyordu. Ben ne yapacağımmmmmm......