20 Ocak 2008

Kış Bahçesi






Geçenlerde kar yağdı ya, hani bir gecede heryer beyaz oldu, yollar ulaşılmaz oldu gece de buz tuttu, hah dedik tam kış geldi, aman ne güzel kar da yağdı, şöyle kış gibi kış yaşayalım, soğuksa soğuk olsun. Yok buz tuttu, yok yolda kaldık, iç Anadolu, doğu Anadolu Sibirya soğukları gördü derken burada hemen iki günde bitti. Geriye sadece ayaz kaldı, her yerlerimiz çok üşüdü, benim evin önündeki park ve yoldan da bu manzaralar kalmıştı.
Galiba bu hafta yine yağacakmış, şöyle lapa lapa yağsada, tam hevesimizi alsak. Hem de şu mikroplar ölse, herkes gripden, soğuk algınlığından dökülüyor, perişan oluyor, belki hepimiz birden bembeyaz karlarla hepten temizlenir, mikroplar kırılır, hemde yaza su birikmiş olur inşallah.....

AŞURE



Malûm bu sıralar aşure zamanı, pek de severim yemesini ! Bu sene bir de yapmasını deneyim dedim. Hem kendimi test etme, hem bereket getirsin dileği, hem de yiyecek birşeyler yapma ve birilerine yedirme duygusu tatmini. Bu en son dediğim gerçekden çok güzel bir duygu, yemek yapıp tanıdıklarıma ikram etmek, birisine yemek yedirmek çok hoşuma gidiyor, çok güzel bir his, beni çok tatmin ediyor, bir aş evi mi açsam nedir ????

Efendim nohut ve fasulyeyi akşamdam suya koyma işlemi cumartesi sabahından başladı, pardon ondan önce evdeki eksiklerin alış verişi cumadan başladı. Cumartesi sabahı baklagilleri ıslattım, buğdayı sıcak suda bir tıkırdatıp suyu ile beraber ağızını yüzünü kapatıp bir güzel sarıp sarmaladım, cumartesi bütün gün hep sokaklardaydım, gezenti halinde üç kapı yaptım.

Pazar kahvaltı ve gazete faslından sonra aşure yapmaya soyundum. Önce ıslanmış nohut ve fasulyeyi düdüklüde 10-15 dk pişiriyorsun, sonra kocaman bir tencerede (bende yoktu, bir arkadaştan ödünç alındı) suya buğdayları atıyorsun, onlar kaynamaya başlayınca (zaten dünden sıcak suda bıraktık ya, yumuşamışlar ve çatlamışlar) nohut ve fasulyeleri atıyorsun. Onlar da biraz daha piştikten sonra şekeri atıyorsun, bu arada ateş çok harlı değil, ara sıra karıştırıyorsun, şekerler eriyince, daha önceden haşlanmış kuru üzümleri, kayısıları ve incirleri atıyorsun, (önceden kayısı ve incirler küçük parçalara halinde doğranıyor) sonra hep beraber bir iki tıkırdatıp ateşi kapatıyorsun. Tam soğumadan tabaklara boşaltıp üzerlerini tarçın, hindistan cevizi, ceviz ve nar ile süsleyip afiyetle sunuyorsun. Tabi miktarlar bir yemek kitabından alındı. Ama size tavsiyem denemiş birisinden tiyolar almanız, tencere ölçüsü ile malzemeleri ve suyunu ayarlamak çok mühim Valla çok şık ve çok lezzetli oldular. Komşulara dağıttım, ofisdeki arkadaşlara götürdüm, halâ var buyrun beklerim.