26 Şubat 2010

Perdelerim


Nihayet gönlüme göre mutfak perdeleri yapabildim. Taşınalı 10 ay oldu, ha bugün ha yarın derken, geçici perdelerimi de bağrıma basarak bugünlere geldim. Bir anda Tchibo'nun haftalık ürün tanıtımında bunları görünce kafamda şimşek çaktı (reklamları izliyorsunuz). Her ne kadar ölçüleri her pencereye uymasa da ben uydurdum işte, pek güzel oldu bence, resmini çekmezsem, buraya yazmazsam olmazdı sanki... Hem gece halleri, hem gündüz halleri, hem de pencere önü çuhalarım. Birbirlerine pek yakıştılar. Görünüş süper bakalım yıkama işleri nasıl olacak....

Gelen Bahar Mimozaları

Baharın geldiğini sokaklarda salkım saçak mimozaları görünce anlıyoruz birazda sanki. Ada' dan geldi bunlar diye hem sarılı yeşilli görüntüleri ile hem de baygın kokuları ile hepimizi çiçekçilerin başına topluıyorlar dimi??? Bir demet alıp geldim, salonda vazoya koydum, nasıl güzel kokuyor evin içi, baktıkça içim açılıyor. Böyle bir çiçek yaratmak, bu görünüş, bu koku, insanın içinde böyle güzel duygular uyandırmak, bunları görüp anlayabilmek, hissedebilmek ne güzel birşey ve ne kadar daha çok şükürler olsun.
Bugün 2. cemre suya düşmüş, onun için ortalık yağmurlu herhalde, hadi az kaldı toprağın ısınmasına.

Kemoterapi

Adını söylemek bile insanı üzüyor, hele başına gelmesi... Hele hele sonuçlarını görünce, yani bu seanstan sonra bazı kişilerin bunu kaldırıp kaldıramamasına bağlı olarak iyice yerlerde sürünür halleri pek iç paralayıcı, pek üzücü dimi. Çook yıllar evvel bir arkadaşımız beyinde oluşan bir tümör yüzünden bu tedaviyi almıştı, epey hırpalanmıştı ve son günleri çok acılar içinde tamamlamıştı, pek ağırdı, altından kalkamamıştı. Ne güzel bir kadındı, ne güzel bir insandı, neden ona diye isyan etmiştik. Kader kısmet böyle yazılmış deyip susmaya, sabır etmeye çalışmıştık. Belki üzerinden 15 yıl geçti. Işıklar içinde yatsın.
Ama şimdi bir arkadaşım var, yine bu kötü hastalık yüzünden bu tedaviye gerek duyuldu ve 4-5 seans aldı. Ama o kadar moralli, o kadar iyi bakılan, yemesi, içmesi, uykusu, ilacı her dakikası kontrollü ve dikkatli bir insan ki, ayrıca imanı, inancı, isteği, arzusu ve kabullenmişliği ile ve teslimiyeti sonucu o kadar iyi gidiyorki inanamıyoruz, maşallah demekten bir hal olduk.
Tıp literatürüne geçecek kadar mucizevi sonuçlar alması yüzünden sevinç içindeyiz ve sen bunu da geçeceksin diyoruz. Bu kadar sevgi dolu, yaşama arzusu olan, herşeyi kabullenen, dikkatli, bağlantısı olan ve hissettikleri ile kendine yön çizen bu güzel arkadaşım bunu da atlatacak inşallah. Kemo'nun 2. veya 3. seansında saçları dökülmeye başlamış (ne güzel, gür dalgalı saçları vardı) o da gidip hepsinin dökülmesini seyretmektense veya beklemektense bir güzel 3 numaraya vurdurmuş kafasını. Sonra tabi hepimizin yapacağı gibi bu işler başlamadan önce peruk yaptırmış, ama kel kafalı olunca bile öyle bir kabullenmişlik varki, peruk takmayı reddedip ben böyle dolaşırım tamam demiş. Sadece insanın kafası çabuk üşüyor! diyor. Gerçekten kellik bile ona yakışmıştı. Geçenlerde ziyarete gidip ilk defa saçsız halini görünce epey şaşırdım ama gözleri, yüzü ortaya çıkmış, kafa şekli de düzgün fırça gibi duran hepsi bembeyaz saçları ile bambaşka bir kişi olmuş. Şimdi kemo terapisi bitti, kontrol altında evde ilaçına devam edecek, saçları uzayacak ve hayata yeniden nerede kalmıştık diye devam edecek. Bu arkadaşımın duruşu ve azmi de bana kapak olacak. Allah herkese kaldıracağı kadar yük verir diyorlar ya.... bir de testlerden geçiyoruz ya.....