8 Haziran 2010

Santralistanbul ve Friends


Benim eski tüfek arkadaşlardan 68 kuşağı olup "Eskici Bandosu" adında bir orkestra kuran ve çeşitli yerlerde amatörce çalarak güzelim eski şarkıları bize dinleten, dans ettiren, eğlendiren grup bir müddettir eskisi gibi bir araya gelemiyordu. Her bir üye kendi başına birşeyler yapıyormuş. Solo gitar çalan benim arkadaşım da yeni bir topluluk ile yeniden çalmaya başladı. Hatta birkaç grup ile beraber çalıyor, biz pazar akşamı "Friends" adını verdikleri grubu dinlemeye Santralistanbul'un içindeki "Tamirhane"  ye gittik. Önce Santralistanbul'u bugüne kadar görmediğim için üzüldüm geç oldu ama iyi oldu diye düşündüm. Yemyeşil kocaman bir alana yayılmış, gerçekten eskiden elektrik santralı olan binaların hala durduğu, bazılarının orjinal halleri korunup ufak tefek iyileştirmelerle restoran, cafe haline çevrildiği, yürüyüş yapaılabilen, açık havada oturulan, ağaçlıklı harika biryermiş. Bitişiğinde de Bilgi Üniversitesinin olduğu kocaman bir alan. Bu bahçenin içinde bir ufak binayı (gerçekten evvelden tamirhaneymiş) "Tamirhane" adıyla şirin bir bar+kafe+restoran şeklinde düzenlemişler. Belki 3 metreden fazla yüksek tavanlı, tavana kadar pencereli, tepesinden borular, kablolar geçen, duvarları boyasız, tepeden istasyon tipi kocaman lambaların sallandığı, akustik olarak iyi değil ama içindeki insanları kavrayış olarak sıcak, güzel genişce bir barı olan, yemekleri güzel, bazı masalar ve değişik sandalyelerin yanısıra, rahat ev tipi kanepe koltuklarla döşenmiş değişik bir yer. Akşamüstü gittiğimizde güzel sesli, uzun boylu güzel bir genç kız yine kendi gibi gençlerden meydana gelen ufak bir grup eşliğinde caz parçaları söylüyordu. Sonra bizimkiler çıktı. Grup kalabalık, belki dört tane gitar, saksafon, klavye, davul sahneye sığmadılar bile. Yaş ortalaması beş eksi, beş artı 60 civarı. Hepsi enstrümanını güzel çalıyor, sesleri de fena değil ama akustik yok, biraz gürültü gibi oldu, biraz çok bağırıyorlar gibi oldu, bazen davul çok öne çıktı, bazen solistten başka hiçbir şey duymadık. Eski parçalar, biraz rock&roll, biraz latin, biraz Beatles çaldılar. Bayağı bir takipçileri varmış, yaşdaş arkadaşlar, çiftler, pist hiç boş kalmadı, gençler de vardı, güzel figürler seyrettik, yaş almış ama ruhu hep genç kalmışlar döndü durdu ortalıkta. 2 saat kadar çaldılar, hava yağışlı olmasaydı bahçede çalacaklardı, belki daha güzel olacaktı, bir dahaki sefere dedik. Garsonlar tamirci kılığında giyinmişlerdi, çayları çok güzel, ne var bunun içinde dedik karanfil dediler ama sanki nane de vardı, evde denemek istiyorum, çok beğendik.
Ama ne derseniz deyin, grup elemanları arasında çok sıcaklık göremedim, bizim "Eskici Bandosu" daha samimiydi sanki, ilişkiler daha sıcaktı.Belki de ilk dinlediğim için bana öyle geliyordu, çünkü onları birçok defalar dinledim, yorumlarda bulundum, her bir üye ile tanışıklık konuşmuşluk vardı. Zaten o gruptan solist Cevat abim de misafir sanatçı olarak çıkıp birkaç parça söyledi, sesini özlemişiz iyi geldi.  Bunları ilk dinliyorum, herşey güzel ama elemanları daha çok tanımam lazım, içimin ısınması için. Amatörce çaldıkları parçaları bir araya getiren bir CD yapacaklarmış, belki birkaç defa onu arabada dinlemem lazım, sonra iletişim kurabileyim. Ama genel hava olarak bir pazar akşamını bize keyifle yaşattılar, müzik, dans, sohbet hepsi bir aradaydı. Onca yağmur ve sele rağmen çok kişi gelmişti. Ben de taaa nerelerden gidip tekrar döndüm, hele dönüş yolum tam maceraydı, seller sular altında adrenalin tavan yaptı.

1 yorum:

Sabahattin Gencal dedi ki...

İzniniz üzerine bir çalışmanız "Bloglardan Seçmeler"de yayınlandı. İyi günler dileğiyle.