29 Haziran 2012

Hoşçakal Mutlukent 30.05.2012

Bir hayli geçikmiş bir yazı anca vakit buldum. Tam bir ay oldu, 3 senedir oturduğum kendi evimden, balkonu güzel, havası temiz, çevrede ağaç, çiçek, böcek, balkonda önce domates sonra çiçek yetiştirdiğim, 2-3 komşum olan, bazen çok severek, mutlu mesut, çoğu zaman çok sıkılarak sıkıntılı, üzüntülü oturduğum, ilk geldiğim günler ve yıllar iş bulup çalışacağım zannettiğim, sonra bütün ümitlerimin söndüğü, kendimi pasif, işe yaramaz hissettiğim, arkadaşlarımın uzaklıktan sık sık gelemediği, benim de Istanbul'a gitmekte zorlandığım, hem maddi hem manevi iyice çıkmaza girdiğim uzunca bir süreden sonra artık taşındım. Bu yılın ilk ayından itibaren ben burada ne yapıyorum, neyi bekliyorum düşünceleri gelişmeye başladı, olacak olmayacak şeyler artık çok bariz olmuştu. Biraz daha beklesem korkaklık başlayacak, beceremiyeceğim hisleri ağır basacak, ben içinden çıkılamaz bir durumdayım, bunun değişeceği yok, imdaaattt raddelerine gelecektim. Azıcık geldim de zaten, sonra düşün taşın, arkadaşlara danış, neresi olursa iyi olur, daha önce gitmişler memnun mu, ne düşünüyorlar araştır derken, önce keşif gezileri yap, sonra son kararı ver ve harekete geç. Korkma, dene, keşfet, kendine bir şans tanı, en kötüsü bundan daha kötü olur mu ? Tamam kötü nedir, burası kötü mü değil, ama daha iyisi olabilir, güven. Böylece Mayıs 30 ben Mutlukent'e veda ettim. İyisi, kötüsü, mutlu, üzüntülü, çoşkulu, sakin, huzurlu, huzursuz, neşeli, neşesiz ve daha bir sürü şeylerle dolu evimi kiraya verdim ben gidiyorum, hoşçakal.

Hiç yorum yok: