
Birincisi Handan İplikçi'nin "Çınar Ağacı" filmi. Ne kadar tanıdık, ne kadar günlük, belki çoğu evde yaşanan, büyük bir çoğunluğumuzun başına gelen, başından geçen bir hikaye. Memleketimizde hala yaşlıların, en huzurlu, en rahat, en keyifli yaşayacakları zamanlarını ne yazık ki çocuklarına bir yük müş, bir sorun muş gibi yaşadıkları, hiç istenmeyen konuşma, davranış, durum ve muameleye maruz kaldıkları dönem olması ile mutsuz oldukları bir durum, bir gerçek. Herhalde bundan daha güzel anlatılamazdı. Dört çocuk, damat, gelin, torunlar, kızı, oğlu hepsi tekmili birden. Memleketten insan manzaraları, karakter farklılığı, yapı, duruş, davranış şekilleri, herkesin kendine göre haklı nedenleri, kendini haklı gördüğü yer ve zamanlar. Hepsinin yerine kendini koyarak bakarsan hak vereceğin şeyler. Ama dışarıdan bir göz olarak bakınca yaptığın kritikler, ben olsam ne yapardım düşünceleri, ama olur mu canım nidaları, e o da haklı şimdi kabullenmeleri. Gülmek, ağlamak, en küçük toruna bayılmak, anneanneye hayran olmak, her roldeki sanatçının rolünün hakkını dibine kadar verdiğini seyretmek ve hayran olmak. Çok güzel bir film, bayıldım, keşke herkes seyretse, ama herkes, anneler, çocuklar, torunlar, anneanneler, damatlar, gelinler herkes seyretse, hemen elinde ne varsa kıymetini bilse ne güzel olur. Benim gibi doyamadan gidenlere rahmet okur. Ne anneanneme, ne anneme doyamadım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder