14 Temmuz 2011

Demirhindi

Bu sıralar demirhindi şurubuna merak saldım. Geçenlerde bir dergide okuyunca çok eskiden '80 li yıllarda Karaköy'deki işime giderken yaz aylarında Baylan pastanesinden sabah sabah demirhindi şurubu içip serinleyip, hem de çok faydalıymış diye konuşa konuşa işe gittiğimizi hatırladım. Şimdi yine karşıma çıkınca evde yapmanın yollarını aradım. Adaçayı, Melisa gibi otlardan yapılıyor sanmıştım. Baharatçılarda ot aradım, meğerse meyvaları, çiçekleri kalıp gibi sıkıştırılmış,  bir pakette satılan yapışkan katı birşey.
Afrika kökenli olup bütün tropikal ülkelerde, özellikle Hindistan ve Mısır’da yetiştirilen, 20-25 metre boylarında olan ağaç türüymüş. Benim aldığım da Hindistan'dan ithaldi. Demirhindi çiçekleri dalların ucunda sarı ya da kırmızımsı salkımlar halinde bulunan düğme gibi çekirdekleri olan, yumuşak ve ekşi bir meyva. Bu ağacın yaprakları yem olarak kullanıldığı gibi meyvaları da kaynatılarak içiliyormuş. Ayrıca meyvaları reçel yapımında, Afrika ve Uzakdoğu ülkelerinde yemeklerde yaygın bir şekilde kullanılıyormuş. Faydaları da az buz değil, bağırsak faaliyetlerini düzenliyor, sindirim bozukluğuna iyi geliyor, ferahlatıcı etkiye sahip, baharat olarak da kullanılıyormuş. Kan yapıcı özelliği de var. Osmanlı mutfağında epey kullanılırmış. Ben o pastanedeki gibi şerbet yapamadım ama fena değildi, fayda faydadır diyorum. Şerbet denince içine bayağı bir şeker koymak lazım, ben de şeker yemem, şekersiz yaptım aman ne kadar ekşi bilseniz, içine karanfil, çubuk tarçın, taze zencefil koyuyorsun. Bu sefer bal koyup yapacağım belki şerbete benzer.

Hiç yorum yok: