30 Aralık 2010

Fazıl Say ve Borusan Filarmoni Ork.

Bir sene aradan sonra tekrar Borusan Filarmoni'nin konserine gittim. Eksik olmasın bir arkadaşım seyahati sebebiyle gidemiyeceği konserin biletini bana verdi. Bir zamanlar Lütfi Kırdar salonunda her ay tekrarlanan nefis konserlere aboneydim hiçbirini kaçırmazdım. Hey gidi günler !!  Bu sene 3 günlük Fazıl Say festivali yapılmış gazetelerden takip ediyordum, ben sonuncusuna denk geldim. Önce Gershwin'den "Rhapsody in Blue" yu çaldı Fazıl Say. Eğer Gershwin dinleseydi şapka çıkarırdı, bu güzelim eseri emprovizelerle süsleyerek daha da güzelleştirdi. Çok beğenildi, çok alkışlandı. Zaten orkestra çok kuvvetli kaç senedir orada çalanları yetiştiren Gürer Aykal geçen sezon misyonunu tamamlayıp şefliği Sascha Goetzel'e devretmişti. Şimdi zaman zaman misafir şef olarak programda yerini alıyor. Tüm sazlar her notanın hakkını vererek çalıyorlar ve kusursuzluğa erişiyorlar bence. Müzik bilgim sınırlı, teknik bilgim hiç yok ama yıllardır kulağım gelişti sanırım. İkinci eser F.Say'ın bestesi "İstanbul Senfonisi" idi. Bir eser bu kadar mı ismi ile uyumlu olur. Gerçekten bize notalarla İstanbul'u anlattı, ilk notalarda duyduğumuz deniz dalgaları seslerinden sonra vapur düdüğüne, tren seslerinden şehir karmaşasına, camilerden eğlencesine her köşesini tasvir etmiş sanki.  Ney, kanun, bendir, kudüm sazlarının da orkestraya eşliği ile harika bir senfonik eser dinledik, mest olduk. Nostalji, Tarikat, Sultanahmet Camii, Hoş Giyimli genç kızlar Adalar vapurunda, Haydarpaşa Gar'ından Anadolu'ya gidenler üzerine, Alem gecesi, Final isimli 7 tepeli Istanbul'a 7 bölümlük bir senfoni yazdığını anlatan Fazıl Say konser sonunda belki 15 dakika ayakta alkışlandı. Ben çok etkilendim gözümden yaşlar geldi. Sahnede nerede duracağını, elini nereye koyacağını, bize nasıl teşekkür edeceğini bilemeyen Say, G.Aykal'ın yardımı ile geldi gitti, geldi gitti. 4. bölümü tekrar çaldılar ve bizler bravo sesleri ile ortalığı inlettik. Bir insan ancak onun gibi dahi bir sanatçı olursa, bilgisi ile duyarlılığını, kabiliyeti ile dehasını birleştirerek böyle şeyler yapar. Diğer günlerde de başka bir eseri "Nirvana Yanıyor" çalınmış henüz onu dinlemedim ama bu senfonisi gerçekten bu şehir için yapılmış en iyi, en uygun, en şahane bir eser. Dilerim yeni yılda memleketimizdeki bütün Devlet Senfoni Orkestraları  bu eseri programlarına alırlar ve çalarlar, herkes dinler, haberdar olur ve zevkine varırlar. Senelerdir her konser üzerine giydiği siyah kadife ceketi (sanki başka bir kıyafet alamazmış gibi) piyano çalarken yaptığı tuhaf sayılabilecek hareketler, notaları ağızınla mırıldanarak söylemesi, sivri çıkışları, spastik gibi davranışları ve herşey bir yana Fazıl Say gerçekten büyük bir sanatçı ve saygı duymalı önünde eğilmeliyiz. Ah arkadaşım ne iyi yaptın da biletini bana verdin, tekrar teşekkürler. Bana yeni yıl hediyesi oldu bu konser.

Hiç yorum yok: