23 Kasım 2010

Darıca Hayvanat Bahçesi

Bayramda bir arkadaşımın kızını götürme bahanesiyle biz büyükler de hayvanat bahçesini gezmeye gittik. Belki çocukken Ankara'da hayal meyal hatırlıyorum Atatürk Orman Çiftliğindeki Hayvanat Bahçesini gezmiştim, ondan sonra hiç görmemişim. Çok meraklısı da değilim ama sevdiğim hayvanları da en azından yakından görmek hoşuma gider diye düşünüyordum. Gerçekten öyle oldu. Aslında bütün olarak bakarsak biraz hayal kırıklığına uğradım. Ben daha büyük ve geniş bir arazi üzerine yayılmış, daha yeşillikler arasında, tabiat ananın kucağında hayvanlar göreceğimi sanmıştım. Yani yine onları bizden ayrı tutan tel örgüler falan olacak tamam ama hani büyük bir arazi üzerinde onlar serbest dolaşıyorlar gibi hayal etmiştim. Çoğu daracık alanlarda kafeslerde duruyorlar, 2-3 metrekarelik yerlerde dönüp dolaşıyorlar. Kimisi darlıktan, kimisi sinirden, kimisi gürültü ve kalabalıktan bunalmaktan dolayı diye sanıyorum. Bitki örtüsü, tünekler, kafesler, yapay göller çok bakımsız, pis, yani olması gerektiği gibi değildi. Yine de bu çevrede hatta marmara bölgesinin tek hayvanat bahçesi olduğu için şükredelim. Aslanlarla başladık ama buranın aslanları pek bakımsız yeleleri tiftik gibi olmuş, öyle pek kocaman heybetli de değillerdi, sadece bir tanesinin yakından fotografını çekebildim kocaman bir yüzü var insanı ürkütüyor. O National Geographic kanalında gördüğümüz azmanlar kimbilir nasıllar. Ama kaplan çok güzeldi, hem kocaman, hem renkleri, duruşu falan çok etkileyiciydi, aslanlardan daha büyüktü, yerinden pek kıpırdamadığı için uzaktan çekebildim. Zaten tel örgüler var hep kafes arkasından bakıyorsun hayvanlara. Ayılar pek neşeliydi, herkes elindeki yiyeceklerden (atmayın yazmasına rağmen) birşeyler atıyordu bunlar da tutup yiyorlardı. Çok asil duruşlu vaşak, siyah puma, panter, leopar, kendi küçük kuyruğu büyük tilki ve daha bir sürü kedigillerden hayvanlar gördük. Koyun, lama, zebra, pony atlar ve benzerleri çok ilgimi çekmedi ama varlar yani. Kuş çeşitleri çok bol, kargadan pelikana, baykuştan papağana, muhabbet kuşlarından atmacaya, turna kuşlarından tavus kuşuna kadar herbirşey vardı. En çok bayıldıklarım flamingolar, turuncu, pembe ve beyaz flamingo çeşitleri vardı, o kadar güzel görünüyorlarki, yeşillikler arasında su havuzları içinde harika bir manzara oluyordu. Çok enteresan hayvanlar boyunlarını ve kafalarını sırtlarına tüyler arasına gömüyorlar ve saatlerce tek ayak üzerinde hareketsiz duruyorlar, estetik olarak inanılmazlar. Bir de siyah kuğu çok güzeldi. Maymunlar, baboonlar, şempanzeler, timsahlar, kaz, ördek çeşitleri, penguen (çok küçüktü şaştım kaldım, nerde filmdeki imparator penguenler), yılanlar  falan filan. Yine de vaktiniz olunca gidin görün derim. Hele çocuklarınıza illa bir defa ziyaret ettirin. Çok eğleneceklerdir.

1 yorum:

Salem dedi ki...

Merhaba, 2010'da onları gördüğünüzde Ankara'da kaç tane erkek aslanın bulunduğunu merak ettim. Ve yaşlarını merak ettim de merak ettim. Herhangi bir bayan aslan gördün mü, bilmek güzel olurdu. Ve Kasım 2010'un blog yazısında söylediğini biliyorum, aslanı Kasım ayında gördüğünüzde ya da bundan önceydi. Bu konuda herhangi bir bilgi teşekkürler bilmek harika olurdu.