18 Kasım 2006

HAVA KARARIYOR 03.11.2006

Günler iyice kısaldı ve karardı. Sabah kalkıp kahvaltı ve gazete okuma faslından sonra spora gidip eve geldikten sonra neler yapacağımı planlayıp işe koyulunca bir bakıyorum gün bitmekte. Ne çabuk kararıyor ortalık, hele bir de hava yağmurlu ise akşam oldu sanki hissi başlıyor, bende bir telaş, istediklerimi yapamadım, gün boşa geçti gibi hisler oluyor.
Neyse yine de şükür, az da olsa keyif yapıyorum, yapmak istediğim evdeki ıvır zıvır işlere dalıyorum. Nasıl olsa yetişecek bir yerim ve zamanla sınırlı yetiştirecek şeylerim yok artık. Tamamen bana kalmış zamanları harcıyorum. Bu aslında büyük bir lüks, farkındayım. Çalışan arkadaşlar benim için de bir saat fazla uyu diyorlar veya şunları, bunları benim için de yap diyorlar. En güzel tarafı istediğim müzikleri koyup, kahvemi de yapıp bunları yazmak veya sıkıldım deyip oturmak, bir film takıp seyretmek.
Film deyince aklıma "Dönüş" filmi geldi, Almodovar'ın son filmi, güzel film, anlatışı, filmin akışı, kadın tipleri, hele Penelope Cruz ne hoş kız, saçı, duruşu, dekoltesi iyice vurgulanmış. Sanki yarı fantastik bir film gibi, sonunda hepsi kafayı yedi diyorsun, salondan çıkarken hoş bir tad bırakıyor. Kadınların türlü çeşidini böyle incelikli bir anlatımla sergilemek de bu adama mahsus sanki.
Bir de 1980 darbesini çok detaya girmeden anlatan ama gayet vurucu noktalara değinerek anlatan, Sibel Kekilli'nin ödül aldığı, ne kadar duru bir ifade ile oynadığı dönem filmi "Eve Dönüş" filmini görün derim. O günleri yaşayanlar daha iyi takdir eder ama işkence sahnelerine dayanabilirseniz seyredin ve bu işten yağdan kıl çeker gibi sıyrılarak şimdi adeta saygın bir isim gibi kenarda oturup ahkam kesen birilerinin !! bu memleketin insanlarına neler yaptıklarını seyredin. Hele o yılları yaşamamış gençler illa görsün ve bizlere neleri unutturduklarını bir daha hatırlasınlar. Filmin sonunda verilen rakkamları toplayın kaç kişi eder bir daha düşünün.
Herşey o kadar basit değildi....

Hiç yorum yok: