24 Temmuz 2006

Kanlıca




Cumartesi arabaya atladım, arkadaşlarımı aldım doğru Kanlıca. Yollar kalabalık değil, deniz kenarından kıyı kıyı gidiyorsun, yalılar, bahçeler, çengelköyde salatalıklar, kuleli, anadolu hisarı, ne güzeldi.
Ne zamandır gitmemişiz hepimiz, sahile oturduk, yoğurtlarimiz geldi, pudra şekeri koyduk yedik. (Aman kırk çeşidi çıkmış, ballı, reçelli, pekmezli, v.s.) Sonra simitler aldık, çaylar içildi, bu arada da show tv de oynayan bir dizi çekiliyormuş, film seyreder gibi oturduğumuz yerden onları seyrettik, kameraman, söylenecek lafları bağıra çağıra okuyan bir kız, oyuncuların makyajcısı, ışıkçı, yönetmen ne çok insan vardı ortada, aynı sahneyi beş defa çektiler, kamera her seferinden başka yerden alıyor, sonra ayakta çekim, önce prova sonra konuşmalı çekimler. Çok zevkli iş yaa, ben de sinema manyağı olarak film çekimlerine, yönetmen yardımcısı olma işlerine çok meraklanıyorum ya, öylee seyrettim.
Bu piyasada çalışmak şöylee esaslı bir film çekiminde bulunmayı ne çok isterim.
Kanlıca meydanı pek değişmiş, masalar ortaya doğru çoğalmış, denizin dibine banklar koymuşlar en güzel manzara oradan ama servis yok. Simitçi, mısırcı, ortaköy meydanı gibi incik boncukçu, hint işi elbiseler, şallar satanlar oralarda da tezgahlara serilmişler. Iskele binasını yeniliyorlar, boya yapıyorlardı, bitince çok güzel olacak, lacivert beyaz boyalı bina, vapurlar yanaşıyor, motorlar geliyor. Şu boğazın kıyıları pek güzel, oralarda oturmak çok hoş birşey yaaa.
Ben burada duvarlar arasında bunalıyorummmmmm, havasız kalıyorum sanki.
Pazar günü çok çalıştım, sabahtan kalkar kalmaz kahvaltı, gazeteler derken hafif keyiften sonra çamaşırlar yıkandı, balkondaki çiçekler temizlendi, böceklenmiş olana ev yapımı ilaç püskürtüldü, pembe domateslerime sırıklar diktim fidelerin dallarını sırıklara bağladım, bütün çiçeklerime yıkama sulama işleri (bakınız resimlerdeki sardunyalar arkadaşımın balkonunda, benimkiler niye böyle olmuyor çatlayacağım yaaa) yaptım. Bu arada yeni aldığım kasetleri dinliyorum. Cenk Eren dinlediniz mi acaba, çok güzel Sezen Aksu besteleri var, birkaç defa arka arkaya dinlemek lazim, yazik adam ortalıkda dolaşmıyor, bu şarkılar duyulmuyor, dinleyin seversiniz. Funda Arar'ı hep beğenirdim zaten, şimdiki şarkısı "Benim için üzülme" bayılıyorum.
"Bundan sonra adını 40 yılda bir anarım,
Sende kaybettiğimi, başkasında ararım,
Benim için üzülme..."
Hem sözler, hem müzik çok güzel, diğer şarkıları da dinleniyor. Nil Karaibrahim şarkıları da herzamanki gibi hem dinliyorsun, hem düşünüyorsun, bu lafları nasıl bir araya getirip böyle yazabiliyor bu kız. Bence Türkiyedeki en güzel şarkıcı, gözler, dudaklar, hertarafı harika maşallah.
Sonra buzdolabı temizlendi, meyvalar, sebzeler yıkandı, yemekler hazırlandı, sonra ütü yaptım, sonra duş yaptım ve gecenin bir saati ojelerimi sürüp helak vaziyette yattım. Çok çalıştım çookkk, allahtan bugün patron yok ofisde dinleniyorum. Ne dolu dolu hafta sonuydu yaa.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Kanlıca'ya gitmeyeli öyle çok oldu ki
İyi ki aklıma getirdin :)

Adsız dedi ki...

Wonderful and informative web site. I used information from that site its great. Powerleap cpu control infocus projectors sources Italian furniture and palacio dining room set voip loves cum 1979 cadillac coupe deville Robert+c+byrd+scholarship canon projectors canon lv 7215 polysi lcd medical condition and colon cancer

Adsız dedi ki...

Very cool design! Useful information. Go on! » »

Adsız dedi ki...

tebrikler ne sansli insanmissin... benim cocuklugum bu koylarda deniz tuzunun kokusunu derimde hissederek ve yillarca balik tutmakla gecti malasef suanda ingilterede soguk yagmur altindayim enkisa zamanda saman alevi gibi cikacagim meydana.