10 Ocak 2012

Hayat Ağacı


İkinci filmim "Hayat Ağacı" tesadüfen yine ağaçlı bir film, nasıl denk getirdiysem, şimdi yazarken farkediyorum. Bu Terrence Malick'in Cannes'da 2011 Altın Palmiye ödülü kazanan ve bu sene Oscar kazanacağı garanti diye bakılan olağanüstü şiirsel filmi. Sadece ödül kazandığını ve Brad Pitt ile Sean Pean'in oynadığını (ikisine de bayılırım) biliyordum, başka hiçbir kritik okumamıştım, hiçbir yorum görmemiştim. Sinemada göremedim diye esef etmiştim, yine DVD sini bulunca kaptım. Çok değişik bir film, bazen film değil de belgesel izliyorum sanıyorsun, ilk başlarda bu film mi ödül aldı dediğim oldu. Artistler kayboldu gezegenin oluşumunu izledik, sonra dünyanın çeşitli bölgelerinden geçtik, denizler, çöller, ağaçlar, sular, gökyüzü sonra birden insanın ennn iç dünyasına girdik, tanrıyı aradık, sevgi, otorite, kıskançlık, şefkat, hayal dünyası, ölüm, üzüntü, paylaşma, asilik, saflık ve daha bir      sürü şey var. Anne, baba figürü, kardeşlik, arkadaşlık.
O kadar derinlikli, o kadar naif, o kadar kırılgan derken birden nasıl sert, çarpıcı sarsıcı bir film. Önceleri dağınık gibi görünen ama ilerledikçe aslında ne kadar düzenli olduğu anlaşılan kurgusu ile, görüntü yönetmeni Emmanuel Lubezki ile, filme müthiş katkısı olan müzikleri yapan Alexandre Desplat ile ve nefis oyunu ile büyük çocuğu oynayan Hunter Mcracken ile ince ince örülmüş nefis bir film. Belki herkes seyredemez, sıkılır, ama görmeyenler için söyleyim; sabredin, seyredin, hatta yalnız başınıza seyredin, her kareyi sindirerek seyredin, her zaman göreceğiniz bir film değil, kaçırmayın sakın. Zaten bu yönetmenden başkası böyle derin içsel sesle konuşan şiir gibi filmleri yapamaz. Aynı yönetmenin yıllar önce (1998) gördüğüm "Thin Red Line"  "İnce Kırmızı Hat" isimli filminden de çok etkilenmiştim. Sözüm ona savaş filmiydi ama insan duygularını derinlemesine anlatışı harikaydı, hala birçok sahne gözümün önündedir. O filmin oyuncularından Jim Caviezel, şimdi bayıldığım Cnbc-e dizisi "Person of Interest" kahramanı olarak yine karşımda. Bu iki filmi de görün derim ve 69 yaşındaki yönetmeni kutlayalım, çok yaşasın diyelim. Filmin afişlerine de dikkatinizi çekerim, hele üstteki....

Hiç yorum yok: